Anlatılar

Yıllarca yazarlık yaptığım LEVEL Dergisi, kötü yönetimi nedeniyle yazarlarının değerini bilmeyen bir kuruluştu ve benim için de hayatımdaki en büyük hayal kırıklıklarından biri oldu.

Amerika sadece New York City değil elbette; bunun Los Angeles'ı, San Francisco'su, Las Vegas'ı da var...

Dünyanın en ışıltılı şehri New York, bir haftalık bir gezi serüveniyle tam olarak tecrübe edilemese de yine de çok büyük keyif aldım.

Japonlar nerelerde yemek yiyor, turist olarak giderseniz tercihlerinizi hangi restorantlardan yana kullanabilirsiniz, anlattım da anlattım...

Bol deniz manzarası, daha da bol deniz keyfi ve dalış imkanlarıyla Okinawa, Japonya'ya uzun süre gidenler için şahane bir tatil imkanı sunuyor.

Japonya'da yemek mevzusu çok önemli bir safhada. Eğer konuya hakim değilseniz McDonalds'ın yolunu tutarsınız. Ben öyle yapmadım, her şeyi öğrendim!

Hiroshima'yı ziyaret etmeden Japonya seyahati olmaz değil, olur ama atom bombasının etkilerinden sonra bir şehrin nasıl ayağa kalktığını görmek de güzeldi.

Japonya'nın en ünlü kaplıca bölgesi olan Hakone, gerçek bir dinginlik ve huzur sunuyor.

Bir liman şehri olan Kobe, Kyoto taraflarına yakın olmasıyla gezerken tercih edilebilecek bir şehir ama söyleyeyim, çok da bir şey beklemeyin.

Japonya'nın eski başkenti Kyoto, öylesine muhteşem tapınaklara ve bölgelere ev sahipliği yapıyor ki, delirmeden dönmek mümkün değil.

Metrodaki Japon'dan mağazadaki Japon'a kadar tüm Japon karakteristik özelliklerini sizler için derledik.

Tokyo'dan Osaka'ya doğru çıktığım otobüs yolculuğunun tüm detaylarını anlattım ki siz de bir gün böyle bir hataya düşmeyin. Shinkansen candır.

Shibuya Tokyo'nun en önemli merkezlerinden bir tanesi ve Tokyo'ya gidip burada rengarenk saçlı insanları görmeden geri dönmemelisiniz.

Devasa bir metro ve tren istasyonuna sahip olan Shinjuku, görülecek birçok farklı bölgesi ve yakanıza yapışan zencilere ev sahipliği yapan Kabukicho tarafıyla merkezin de merkezi.

Artık her ülkenin bizim paramıza karşı takındığı tutum gibi, Japonya da 2012'de bile pahalıydı. O kadar güzel şeyin satıldığı bir ülkede anca yemek yiyebilmek üzücü olmuştu.

Sadece bir tane fotoğraf makinesi lensi almak üzere uğrayıp tüm gün içerisinde kaybolduğum elektronik cenneti Akihabara, görmeden geçilmemesi gereken bir bölge.

Japonya'yı belirli bir amacınız olmadan nispeten uzunca gezme niyetindeyseniz, dillerini bilseniz bile bir Japonca kursuna yazılıp kısa sürede bir arkadaş grubuna sahip olmanız mümkün.

Tokyo'da bir yerden bir yere gitmek için en kullanışlı sistem elbette ki metrolar ama bu kompleks ağı metro diyip geçmek, olmaz...

Tokyo'ya adım attığım gibi ortamı gözlemlemeye başlamıştım. Herkes ve her şey çok yabancıydı. Acaba Tokyo mu büyüktü, ben mi büyüktüm?!

2012 yılında işi gücü bırakıp iki aylığına çıktığım müthiş Japonya seyahatimin ilk durağı Tokyo olacakken nasıl Osaka havalimanında koltuklarda yaşam mücadelesi verdim, gelin anlatayım...